![]() |
Güney Afrika’nın Western Cape ilindeki Langeberg Sıradağları’nın güney yamaçlarında yer alan, Montane Fynbos ekosistemindeki bir bok böceği |
Annem, bana, hayvan bilimci Emily Baird’in bok böcekleri hakkındaki araştırması ile ilgili, büyüleyici Scientific American makalesinin bir bağlantısını gönderdi. Mısır bilimciler, bu dışkı itme böceklerine (şampiyon), kökeni, eski Yunanca’da, “kın kanatlı” anlamına gelen κάραβος (karabos) sözcüğü olan, daha itibarlı “skarab” (scarab) ismini vermişlerdir.
Dr. Baird’ın uzmanlık alanı; böceklerin görmesi, uçması ve yön bulmasıdır (Lund Üniversitesi’ndeki profiline bakınız). Tezini, balarıları konusunda yazmıştır. Araştırmasını, mütevazi bok böceği Kheper nigroaeneus’a yöneltmeye karar vermesinden ötürü, kendisine minnettarım. Çalışması, eski Mısır’ın daha da acayip tanrılarından birini aydınlatabilir.
Eski Mısır Böcek Tanrısı
![]() |
Mısır, Luksor, Krallar Vadisi’nde, IX. Ramses’in gömülü olduğu, KV6 mezarındaki bok böceği tasviri |
Kheper’in Mitolojik Yorumları
“ (Eski Mısırlılar arasında,) bu çeşitlerin, sadece, erkek kın kanatlılar oldukları, topak oluşturan tohum maddelerini (meni) yere koydukları ve kın kanatlının; sabahları, – batıdan batarken ve doğudan doğarken güneşin izlediği yolu taklit edecek biçimde- geniş aralıklı arka bacaklarıyla, onu, ileriye doğru yuvarladığı kabul edilmektedir.”
Dr. Baird’in araştırması, eski Mısırlıların, bok böceğini, güneş ile ilişkilendirmelerinin bir nedenini daha – gerçekten – açıklığa kavuşturabilir.
Güneş Yön Bulucuları olarak Bok Böcekleri
Bok böcekleri, kendi bilmecelerini, böcek bilimcilere sunmaktadırlar. Bok böcekleri, neden sık sık duraklıyorlar, dışkı topaklarının tepesine tırmanıyorlar ve yürüyüşlerine, yeniden başlamadan önce, biraz dans ediyorlar? Aşağıdaki videoda, dans eden bir bok böceği görülmektedir:
![]() |
Eski Mısır’ın Batlamyus dönemine ait, Khepri tanrılarına tapınan babunları gösteren kabartma (rölyef) panosu heykel. |
Eğer haklıysa, kın kanatlılar, güneşin ışınlarına uyum sağlıyorlardı. Kral Tutankamun (Tut) dönemindeki Mısır sanatında, yaygın “ışınlı güneş diski” olan, güneş tanrısı Aten’i düşünmekten kendimi alamıyorum. Yukarıda, son dönem Mısır heykeli, babunların tapınmakta olduğu, bu ışınlı diskin değişkesini (varyant) göstermektedir. Bok böceği tasviri, artık daha kusursuzdur: bok böcekleri, topağı, arka ayakları ile itmektedirler. Kın kanatlının üzerindeki yıldız, muhtemelen, Nil nehrinin yıllık taşkınlarının hemen öncesinde, tam güneş doğmadan evvel ortaya çıkmış olan, Akyıldız (Sirius) çift yıldızıdır (Mythphile tarafından daha önce yazılan “Sopdet: Egypt’s Herald of the New Year,”a bakınız).
![]() |
Dünyadan 8,6 ışık yılı uzaklıkta bulunan Sirius (Akyıldız) çift yıldızının, Chandra X-ışını teleskobundaki görüntüsü. Bu resim, güneş tayfının hatlarını ölçmeye mahsus iletim şebekesine özgü destek yapısından dolayı, iki kaynağı ve dikensi bir deseni göstermektedir. Parlak kaynak; çok düşük enerjili X ışınlarını meydana getiren, yaklaşık, 25.000 derece yüzey sıcaklığına sahip cüce bir yıldız olan, Sirius B’dir. Güneşin kütlesinin 2 katından daha büyük normal bir yıldız olan, Sirius-A konumundaki loş kaynak, alıcıdaki süzgeçten (filtre) sızan Sirius A’dan gelen morötesi ışınlardan dolayı ortaya çıkmış olabilir. Bunun aksine, optik bir teleskopla bakıldığında, Sirius B, kendisinden 10.000 kat daha loş olmasına rağmen, Sirius A, gökyüzünün kuzeyindeki en parlak yıldızdır. İki yıldız, son derece yakın bir şekilde, bir arada olduğu için, Alvan Clark, zamanında, dünyadaki en iyi optik teleskoplarından birini sınarken, kendisini keşfedinceye kadar, Sirius B gezegeni, 1862’ye kadar fark edilememişti. Cüce yıldızlar teorisi, Chandra X-ışınları gözlemevine adını vermekte olan, S. Chandrasekhar tarafından geliştirilmiştir. Ölçümleme (kalibrasyon) ve yoklama (test) dönemi sırasında, 1999 Ekim ayında, Chandra tarafından gözlemlendiğinde, Sirius B’nin hikayesinde, tam bir devir tamamlanmıştır. Dünya’nınkinin %90’ı kadar bir çapta toplanmış olan, Sirius B adlı cüce yıldız, Güneş ile eşit kütleye sahiptir. Sirius B’nin yüzeyindeki yerçekimi, dünyadakinin 400.000 katıdır! (Fotoğrafın kaynağı: http://25.media.tumblr.com/tumblr_ll99h9gMek1qgb97co1_500.jpg) |
Mısırlılar, kendi doğal çevrelerinin sıkı gözlemleyicileriydiler. Plutark’ın zamanında, ilk önce, dişinin, içerisine yumurta bırakmış olduğunu ihmal etmelerine rağmen, topağı iten kın kanatlının, erkek olduğunu biliyorlardı. Muhtemelen, böceklerin dansının, güneşin yönlerini tayin etmenin bir yolu olduğunu hesaplamışlardı. Onlara göre, kın kanatlı, kendisini, en yüksek varlık olan, güneş tanrısıyla temasa geçiren, özel kutsal bilgilere sahip bulunmuş olmalıydı.
Benzer biçimde, Mısırlılar, çoğunlukla, kendi dillerindeki kutsal ilahilerle, güneşin doğuşunda kendisine tapınmakta olan, yan yana, pençelerini, güneş diskine doğru, yukarı kaldıran babunları tasvir ediyorlardı. Gerçek hayatta da, babunlar, konuşur gibi sesler çıkartmakta ve bazen, güneşin doğuşunu izlemek için sıraya dizilmektedirler.
Bilimin Habercisi olarak Mitoloji
Mitoloji uzmanı Joseph Campbell, “geleneksel mitolojinin ikinci işlevi”nin, bilimsel açıklama olduğunu belirtmektedir. Mantıksal ve bilimsel deneme icat edilmeden evvel, insanlar, çevrelerindeki dünyayı açıklamak üzere, mitler – kutsal hikayeler – yarattılar ve onları, anlamlarla doldurdular.
Bunun ötesinde, Campbell, bu yalancı-bilimsel açıklamaların; rahatlatıcı biçimde tutarlı “evrenin düzeni”ni [Yunanca κόσμος (kosmos) sözcüğü; “düzen, şekillerin düzeni, düzgün düzen, süsler” anlamına gelir] gözler önüne sererek, keyfinde davranan, mantıksız dünyayı anlamlandırmaya yardım ettiğini belirtmektedir. Yaşamları, tek su ve gıda kaynakları olan, Nil nehrinin her yılki yükseliş ve alçalışlarına bağlı olduğundan ötürü, Mısırlılar, doğal dünyadaki tekrarlamalı düzenlere karşı, hevesli ve duyarlı idiler. Herhangi bir anda, dünyayı, yeniden altüst edebilen düzensizlik (kaos) güçlerinden korkuyorlardı. Eski Mısırlılar için, ilerleme, lanetliydi; kararlılığa, çok değer veriyorlardı. Bilge babun ve tanrı bok böceği, kendilerine, doğanın temelini teşkil eden düzenin güvencesini sağlıyorlardı.
HER HAKKI MAHFUZDUR.